13 Haziran 2007 Çarşamba

Ben seni neden sevdim sevgilim?

gece gündüzü neden kovalar bilir misin sevgilim...
çünkü gece gündüze hep aşıktır, hep kavuşmak ister ama yetişemez... gündüz sarayların nazlı prensesi gibi hep gider, gece ise yoksul bir keloğlan misali gider peşinden. felaket yaşar binlerce, ölümlerde sınar sevdasını ama olmaz, unutamaz gündüzünü... o yüzden yıldızlar gibi yakar kendini... yıldızlar gecenin yürek yangınıdır... suçsuz bir aşktır gündüzün aşkı, kaç gece ağlar kimse bilmez... yağmurlar yağdırır gökten aşağı, bulutlarla içer, onlarla ağlar... gece alkoliktir artık, gece felaketini karanlıklarda arar... tek dostu, gökte yanlız duran ay... kendinden geçse, öldürse kendini ne fayda, Tanrı bile kendi katında bilir bu aşkı... bilir de susar o yüzden... bu bir kaderdir çünkü... gece hep sever gündüzü, gündüz hep gider... bütün aşıklar gecenin çocuklarıdır ve bütün aşıklar hep gece ağlar... ben gibi, sen gibi, hatta biz gibi...



su ateşi neden söndürür bilir misin sevgilim...


ateş yanar kendi içinde, ateş kendinden vazgeçmiş bir mecnundur, ateş suya hasret bir çöl gibidir... ateş deli divanedir... suyu sever, yakar kendini... ateşler içinde birikir, kelimeleri söyleyecek ama dili tutkundur... ne dese boş, ne yapsa boş... ateş suya aşık, su ateşe düşman... bu sevgi imkansızdır, bu sevgi kavuşulmazdır... ateş çaresizdir, binlerce yemin eder suyun bir damlasına... su susar, su susmak zorundadır, sevse dünya yıkılacaktır... bütün aşıklar ateş ile yanarlar, sevgisizler su olurlar hep... aşıklar sevmeyenleri su gibi temiz görürler, aşıklar bir can için bin can yakarlar kendinde... zalimler bir avuç göz yaşı dökerler ya da bir bir cenaze yıkarlar su ile..


göz yaşı neden gözden akar bilir misin sevgilim...
göz yaşı gözlerde yaşar... gözlere aşıktır, gururludur... ama gözler neler görür, neler yapar... göz yaşı gururuna yediremez bunu... ağlar... düşer gözlerden bir daha gelmemek uğruna... yuvasını terk eder, gider... göz yaşı kendini yok edene kadar ölür... her ölümünde bir damla sevgisini de götürür yanında... gözler arkasından bakar ve her göz yaşında giden erkeğine bakar... göz yaşı erkek bir adamın gidişi gibidir... bir daha gelmez, gittiğinde bir ölü olur....


peki ben seni neden seviyorum biliyor musun sevgilim....
nereden biliceksin ki... daha kim olduğunu bile bilmiyorum... hatta nerde olduğunu, şu anda ne yaptığını da bilmiyorum... yanlızca geceleri rüyalarıma giriyorsun, ateş gibi yakıyorsun beni ve uykudan mahrum edip gözyaşlarımı intihara sürüklüyorsun... düşünceleri işgal ediyorsun, sonra bunları yazdırıyorsun bana... sonra seni seviyorum kelimesini dilime takıyorsun ama ben seni sevdiğimi bile bilmiyorum... yolda bir yerlerde görüyorum seni, sen bu olabilir misin diye düşünüyorum... aylak bir ayyaş gibi aşkına içiyorum, kederim olsan küfrediyorum sana, sevincim olsan boynuna sarılıyorum... sonra bir sigara yakıyorum, dumanında zulalıyorum seni... ciğerlerimde olmanı istiyorum... belki yolu biliyorsun diye, evimin anahtarını paspasın altına saklıyorum... gece gündüzü kovalıyor, su ateşi söndürüyor, göz yaşı gözlerden gidiyor. ama ben senden gidemiyorum, seni kovalayacak gücüm dahi yok, beni söndürmeni istiyorum sen bana ateşlerini yolluyorsun... sevgilim sen bana ne yapmaya çalışıyorsun......?